Çiftçi Kadınlar Emeklerinin Karşılığını Bulamıyor!
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu tarafından 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yapıldı.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu tarafından 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yapıldı.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
''Ülkemizde tarımın giderek daha zor şartlar altında yapıldığı bu dönemde, tarımda kadın istihdamı, kronikleşmiş güvencesizlik, düşük ücretler, ağır çalışma şartlarıyla, çalışanın yüzünü güldüremiyor.
Güvencesiz istihdam tarımın yapısal bir sorunu haline gelmiş durumda. Tarımda çalışanların %78’i ücretsiz aile işgücü olarak istihdam edilmekte, tarımda çalışan kadınların %98’i herhangi bir sosyal güvenceden yoksun olarak, tarlada, bağda, bahçede, kayıt dışı olarak çalışmaktadır.
Kadının çalışma hayatında görünürlüğü az. Türkiye’de kadın istihdamı dünya ortalamasının altında ve giderek azalıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2023 verilerine göre, dünyada kadınların istihdam oranı %46,1 iken; Türkiye İstatistik Kurumu ( TÜİK) 2023 verilerine göre, kadınların istihdamı %31,3’dir.
Tarımda kadın istihdamı önemlidir. Türkiye’de tarımda kadın istihdamı düşmektedir. 2005 yılı itibariyle TÜİK verilerine göre, toplam kadın istihdamının %46,3’ü tarım sektöründe gerçekleşmiştir. TÜİK 2023 istihdam verilerine göre, kadın istihdamının %18,3’ü tarım sektöründedir. Tarımsal işgücünün %41’ini kadınlar oluşturmakta ve 1.938 000 kadın tarımda çalışmaktadır.
Emek yoğun bir sektör olan tarımda, tarımın yapısal sorunlarından en fazla etkilenen kesim güvencesiz istihdam ve ağır çalışma şartlarına maruz kalan kadın ve çocuk tarım işçileridir. Bu amaçla, iki yıl önce 15 Ekim 2023’de, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Kadın Çalışma Grubumuz mevsimlik çalışan kadın tarım işçilerinin yaşadıkları sorunları yerinde incelemek amacıyla, Ankara’ya 32 km uzaklıkta, Sincan ilçesine bağlı, Malıköy Mahallesinde kışlık soğan üretiminde bulunan mevsimlik çalışan kadın tarım işçilerini ziyaret etmişti. Ziyaret sırasında kadın tarım işçileri ve çocuklarla görüşülmüş, çalışma şartları, yaşanan problemler yerinde tespit edilmiş ve bir Basın Açıklaması ile kamuoyuyla paylaşılmıştı.
Ankara, Polatlı ve civarında yaklaşık 140.000 dekar alanda kışlık soğan üretimi yapılmakta olup Türkiye soğan üretiminin yaklaşık %15’ini bu bölge üretmektedir. Polatlı ve civarında yaklaşık 300 bin ton kadar kışlık soğan üretilmektedir. Malıköy’de ziyaret edilen yer, Polatlı soğan ekili alanlarının yaklaşık %1,5’una karşılık gelmektedir.
Tarım işçilerinin yaşam şartlarının iyileştirilmesi amacıyla yayımlanan 2010/6 ve 2017/6 tarih ve sayılı Başbakanlık Genelgelerinde ve son olarak 2024/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Mevsimlik Tarım İşçileri Genelgesi’nde yer alan hususların uygulamada ne kadar karşılık bulduğunu tespit etmek amacıyla, 11 Ekim 2025 tarihinde Malıköy’de kışlık soğan hasadı yapılan aynı yer ZMO Kadın Çalışma Grubumuz tarafından tekrar ziyaret edilmiştir.
Ziyarette soğan hasadının yapıldığı tarla ve işçilerin yıl içinde 6 ay kadar ikamet ettikleri barınma alanları gezilmiş, çalışan kadın ve çocuk tarım işçileriyle görüşülmüş, yaşanan sorunlar bu konudaki son yasal düzenleme olan 2024/5 sayılı Genelge hükümleri kapsamında değerlendirilmiştir.
Alanda yapılan görüşmeler sonucu mevcut durum şöyle özetlenebilir:
Elçi-çavuş olarak bilinen mevsimlik tarım işçilerinin geliş-gidişlerini sağlayan kişi, 22 yıldır soğan hasadı için bölgeye işçi getirdiğini belirtmiştir. Mevsimlik tarım işçilerinin aileleri ile birlikte Şanlıurfa ilinin Viranşehir ağırlıklı olmak üzere Siverek ilçelerinden Mayıs ayında çıkıp Polatlı’ya geldiklerini ve Ekim ayının sonunda döndüklerini, yılın yarısını burada geçirdikleri ifade etmiştir.
Kışlık sarı soğan tarımının yapıldığı 2000 dekarlık alanda, 32 aileden 160 kişinin çalıştığı, çalışanların %60’ını kadınların oluşturduğu, yaş aralığının 16-55 arasında değiştiği, 5-15 yaş aralığında 40 çocuğun bulunduğunu ve bu çocukların da tarımsal işgücü olarak çalıştığı öğrenilmiştir.
Ücretler ilgili soruya verilen yanıtlarda, ücretin kadın erkek işgüçü ayrımı yapılmaksızın 1100 TL/gün olduğu, hasat döneminde ise ücretin çuval başına ödendiği ve ücretin 90 TL/çuval olduğu, yaşa ve değişen durumlara göre günlük çuvallama sayısının 10-15 arasında değiştiği, çuval ağırlığının yaklaşık 50 kg olduğu ve bir kişinin günde 750 kg soğan çuvalladığı belirtilmiştir.
Görüşülen tarım işçileri, Konya, Burdur ve Afyonkarahisar illerinde de tarım işçisi olarak çalıştıklarını ifade ettiler. Bölgeye gelenlerin bilgilerinin düzenli olarak İl/İlçe Jandarma Komutanlığı’na verildiğini belirttiler.
2024/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Mevsimlik Tarım İşçileri Genelgesi’nin 7. maddesinde e-METİP (Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi) oluşturulması ve kurumların mevsimlik tarım işçileri konusundaki faaliyetlerinin bu sisteme aktarılması zorunluluğu yer almaktadır. Alanda yapılan görüşmelerde çalışanlara METİP hakkında bilgilerinin olup olmadığı sorulmuş, olmadığı cevabı alınmıştır.
Mevsimlik tarım işçileri uzun ve ağır çalışma şartlarında haftanın 7 günü, günde 12 saat çalışmaktadırlar. Çalışanların acil durum, kaza ve hastalık halinde 112 üzerinden hizmet aldıkları, tedavi ve ilaç işlemlerinin yeşil kart kapsamında yapıldığı öğrenilmiş, bu yılın çalışma takviminde doğum olmadığı, bir hamile kadının bulunduğu öğrenilmiştir.
Eğitim konusunda çocuklar ve aileler ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Çocuklar uzun bir dönem eğitimden mahrum kalmakta, bulundukları yerde eğitime devam etme imkanları bulunmamaktadır. Okul çağındaki çocuklar Mayıs ayında eğitimlerini kestiklerini, Kasım ayında memleketlerine döndüklerinde bıraktıkları sınıflarına devam ettiklerini, öğretmenlerinin onlara yardımcı olduklarını belirtmişlerdir.
Görüşülen tarım işçilerine yürürlükte olan 2024/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi gereği alt yapı hizmetleri ve belediye hizmetlerinden yararlanılıp yararlanılmadığı, barınma sorunları ve temel ihtiyaçların karşılanma durumu sorulmuştur.
Su ihtiyacının iki su kuyusundan barınma yerlerine çekilen iki seyyar çeşmeden sağlandığı ve suyun bidonlarla taşındığı görülmüştür. Kanalizasyon hizmetinin yetersiz olduğu, açılan kanalizasyon çukurlarının belli aralıklarla belediye tarafından boşaltıldığı, barınma yerlerinin uzağında iki adet çöp çukuru olduğu ve çöpün düzenli olarak alınmadığı, çöplerin uygunsuz şekilde yakılarak imha edildiği, yazın çöp kokusu ve sineklerin büyük sorun olduğu ifade edilmiştir. Temizlik ve hijyen koşullarının yetersizliğinin de barınma yerlerinde böcek ve haşere sorunu oluşturduğu, mevsimsel olarak havaların soğuması ile ısınma sorununun oluştuğu, soğuk algınlığı ve grip enfeksiyonlarını artırdığı belirtilmiştir. Tuvalet ve banyo ihtiyacı için her ailenin kendi ihtiyacını karşılamak için seyyar tuvalet ve banyo yaptığı, bunların temizlik ve su açısından yetersiz olduğu ve son derece iptidai koşullarda kullanıldığı görülmüştür. Yemek yapılan alanlarda mutfak koşullarının hem hijyen hem güvenlik koşullarını sağlamadığı tespit edilmiştir.
Mevsimlik kadın tarım işçileri ve çocuklar barınma yerlerindeki tüm bu olumsuzluklardan ve kötü yaşam koşullarından daha çok etkilenmektedirler. Çalışma şartlarının ağırlığı, iş güvencesizliği, düşük ücretler, verilen emeğin karşılığının alınmaması bir şekilde kaderleri gibi görülmektedir.
Mevsimlik tarım işçilerinin bulunduklar yerden geçici olarak başka yere gidip çalışmaları ve bu süreçte yaşadıkları sorunları çözmek amacı ile çıkartılan 2024/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Mevsimlik Tarım İşçileri Genelgesi (METİP)’nin 1., 2., 3., 4. ve 6. maddelerindeki yaşam alanları, sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler gibi konular, maalesef saha sorunlarının çözümünde ve uygulamada karşılık bulamamaktadır.
Günümüzde kırsal alandaki çalışma ve yaşam şartlarının iyileştirilmesi, mevsimlik tarım işçileri özelinde önemli bir konudur. Konuyla ilgili birçok düzenleme ve 2024/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi olmasına rağmen, uygun olmayan barınma şartları ve çalışma koşullarındaki sorunlar güncelliğini korumaktadır.
Saha çalışmasının yapıldığı Malıköy yakınlarındaki METİP pilot uygulama alanlarından olan Sarıoba yerleşkesinin güncel durumu, amaca uygun niteliklerle donatılıp donatılmadığı, varsa eksiklikleri ve kurulduğu yıldan günümüze kadar ne gibi sorunlar yaşandığı ve nasıl çözümlendiği, kurumlar arası iletişimin ve yerleşke iyileştirmesi gibi konuların da yerinde incelenerek değerlendirilmesi, Malıköy özelinde yapılabileceklerin önceden öngörülmesini sağlayacaktır.
Tarımda kadın ve çocuk emeği üzerinden yapılan emek sömürüsü, kırsalda emeğin karşılığını bulamaması, ağırlaşan ekonomik şartlarla tarımsal üretimde bulunmanın giderek zorlaşması, geçimlik faaliyette bulunan küçük aile çiftçiliğinin büyük tarım şirketleriyle rekabetinin zorluğu, tarımı sürdürülebilir geçimlik bir faaliyet olmaktan çıkarmaktadır.
Bu gidişin sonu iyi görülmemektedir.
Oysa, tüm tarım emekçilerimiz, çiftçilerimiz, daha iyi şartlarda yaşamayı, çalışmayı ve üretmeyi hak etmektedir.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak, mevsimlik tarım işçileri sorununun altını bir kez daha çiziyoruz.
15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü, aynı sıkıntıların tekrar tekrar yaşandığı buruk bir gün olmamalıdır.
15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü, emeğin değer bulduğu bir gün olarak kutlanmalıdır.
15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü özelinde, tarımda kadın ve çocuk emeği sömürüsüne son verilmelidir.
Yaşanan sorunların ivedilikle çözülmesi umuduyla, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü kutlu olsun.
Saygılarımızla.''
Benzer Haberler
Kadın Çiftçilerimiz Kırsalın Umudu, Tarımın Güvencesidir
Seyyar Selektör Makinesi Çiftçilerin Hizmetinde
Kocaeli Büyükşehir'den Çiftçiye Yem Bitkisi Tohumu
Kahverengi Kokarca'ya Karşı 1 Milyondan Fazla Hane İlaçlandı
Çiftçi Kadınlar Emeklerinin Karşılığını Bulamıyor!
Başkan Ataç 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü Kutladı
Üretim Düşüyor Çiftçi Pamuktan Uzaklaşıyor
Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nden Festival Denetimleri